“Demokratik Öğrenci Hareketi” İçin

Can Atalay4 Mayıs 2025

***Can Atalay’ın bu yazısı daha önce aylık Çark Başak dergisinin Nisan 2025 sayısında yayımlanmıştır.

19 Mart Operasyonları’na karşı milyonlarca yurttaşın kurduğu savunma hattı toplumsal tarihimizde en başa yazılacaklar arasında yerini aldı. Yurttaş yalnızca protesto etmedi, bir operasyonu bozdu, nadir görüldüğü üzere sonuç da aldı. Tutuklamalara, gözaltılara engel olunamadı ama operasyon siyaseten bütünüyle boşa düştü. Tam tersi oldu, muhalefete otoriterliğe son verme yönünde güçlü bir ivme kazandırdı. Bugün artık otoriterlik karşısında muhalefet, milyonlarca eylemli yurttaşın desteğini arkasında gördüğü için daha moralli, daha kararlı ve daha uzlaşmaz.

Yaygın bir öğrenci kitlesinin İBB Operasyonlarının hedefini ve kapsamını “sezinlemesi” ve anında tepki göstermesi hayranlık uyandırdı. Öğrenciler yaşadıkları ile operasyon arasındaki doğrudan bağlantıyı gördüler. “Diploma iptali”nde somutlanan kuralsızlık ve güvencesizlik gelecek endişelerinin simgesi oldu. Üstelik çıkışları, hangi zorlukları ve baskıları göze aldıkları da düşünüldüğünde daha da önemli hale geliyor. Üniversitelerden sokaklara çıktıklarında henüz tepkinin boyutları da belirginleşmemişti. Bu yönüyle öğrenci hareketi, demokratik direnişin diğer bölümlerine de moral ve güç verdi. Meydanlara, sokaklara akışı hızlandırdı.

“19 Mart Öğrenci Hareketi” üzerine kıymetli değerlendirmeler okudum, bilgilendim. Derdimi anlatmama kolaylık da sağlayacağı için ayrim.org’deki Selin Erhan ve Deniz Durdu’nun yazılarına dikkat çekmek isterim. 19 Mart öncesi üniversitelerdeki hali, için için kaynama halini, kendi meşrebince politikleşmeyi ve eylemle birlikte yaşanan dönüşümü, sıcaklığıyla yaşamış olmanın ruh haliyle yetkin biçimde tasvir ediyorlar.

Fransız düşünür Alain Badiou’nun doğrudan Gezi Direnişi’nden hareketle iki önermesi var. Birincisi -gerçek/yaygın- kitle eylemi, böylesi bir hareket için çaba gösterenlerce bile şaşırtıcıdır. Onların bile öngörülerinin çok ötesinde canlılık ve zengin deneyimler alanıdır. Çünkü “hiçbir hayal gücü hayatın kendisinden daha yaratıcı olamaz – Dostoyevski”. Önermenin “19 Mart Öğrenci Hareketi”nde de sınanarak doğrulandığı görüşündeyim. Kapsamı, yöntemleri, etkisi şaşırtıcıydı. Gençlik üzerine yapılagelen öngörüler için de o ölçüde sarsıcı oldu, tashihler yapıldı, yeni açılımlara vesile oldu. Üzerine yazıyor, çiziyor, tartışıyoruz. Anlaşılan bu durum epey de sürecek.

Alain Badiou’nun ikinci önermesi ise, -gerçek/yaygın- kitle eylemi kimliklerin oluştuğu alandır. Ancak yeni kimliklerin oluşabilmesi için kitle eylemi içindeki birlikteliğin yeterince uzunlukta olması gerekir. İşte sorunumuz/görevimiz de burada başlıyor. Nasıl bir kimlik öneriyoruz/hedefliyoruz ve kitle eyleminin öngördüğümüz kimliği oluşturacak sürekliliğini nasıl sağlayacağız?

Deniz Durdu, öğrenci hareketinin kapsamını “sosyalistler, liberaller, Twitterımızın kanzileri, feministler hatta net bir ideolojik çizgisi olmayan ama öfkesine yön arayan öğrenciler …” olarak tarifliyor. Eklenecekler olsa da hareketin “çoğulcu” yapısının büyük ölçüde tarifini yapıyor. “Şaşırtıcı” olan ve öğrenci hareketinin yaygınlığını/kitleselliğini sağlayan işte bu çoğulcu yapısıdır. Hareketlenmeleri farklı ağırlık noktalarına dayanan öğrenciler otoriterliği ortak neden ve tehdit olarak gördükleri için ortak bir kanala aktılar. Öncelikle bu çoğulcu yapının ve ortaklaştıkları durumun altını çizmemiz gerekir. Çünkü bize yol gösteren somut durumdur. Somut durumdan başlamayan hiçbir önerme bir karşılık bulamaz. Ancak kendisini dayatmış olur.

“19 Mart” öncesi durum neydi? Hiçbir şey yoktan var olmayacağına göre bir potansiyeli, birikimi varsaymamız gerekir. Selin Erhan kitle hareketinin nüvelerinin varlığına dikkat çekiyor ve varolanın “söz söyleyebileceği bir alan, fikir üretebileceği bir imkân ve tepkisini gösterebileceği bir yöntemden mahrum” olduğunu yazıyor ki, saptamasına ne kadar dikkat çekilse yerindedir. Çünkü böylece bizlere hareketin sürekliliği için gerekli ipucunu da veriyor. Yöntem ve uygun kanal.

Şimdi yaklaşımımız konusunda bir ara toparlama yapabiliriz. Öğrenci hareketinin gücünün kaynağı olan çoğulculuğunu esas alacağız. Hareketin yaygınlaşmasına ve güçlenmesine, çoğulculuğunu korumasına ve geliştirmesine destek olduğumuz ölçüde yardımcı olabileceğiz. Ve hareketin özelliklerine denk düşen yöntem ve kanalların var olanlarını öne çıkartıp eksik olanı da saptayıp önereceğiz.

19 Mart Öğrenci Hareketi güçlü bir demokratik tepkinin bileşeni olarak ortaya çıktı. Otoriterleşmeye karşı özgürlükçü bir tavırla siyaset sahnesinde yerini aldı. Doğrudan bir bileşeni oldu. “Hiçbir şey eski gibi olmayacak” derken sözünü “her şeyi çok daha güzel yapacağız” ile tamamladı. Yalnızca öğrenci hareketinin değil genel olarak “19 Mart Hareketi”nin geleceği bu iddiasını takip edebilmesine, egemen otoriterliğin geriletilmesine sıkı sıkıya bağımlıdır. Silip süpürülen hak ve özgürlüklerden geride kalanlar yakın ve açık bir tehlikenin tehdidi altındadır. Tehdit ve tehlike, hak ve özgürlükleri savunan her hareket gibi “19 Mart Öğrenci Hareketi”nin de gündeminin birinci maddesidir. Özgürlükçülük çizgisi öğrenci hareketinin çıkış noktasıdır. Öğrencileri otoriterlikle karşı karşıya getiren sorunlar okullarda etkin biçimde açığa çıkarılarak demokratik, özgürlükçü kabarışı teşvik etmek gerekir.

Yaşadık, biliyoruz. Öğrenci hareketi önce amfilerden, kantinlerden üniversite bahçesine sonra da sokağa akar. Sıralama kaçınılmaz böyledir. Referans verdiğim ayrim.org yazılarında etraflıca anlatılan öğrenci gençliğin yaşam sorunları ve bu sorunlara sahip çıkışı ile toplumsal ve siyasal demokratikleşmesinin bağlantısını kurabilmek eşitlikçi ve özgürlükçü siyasetin gençlik alanındaki tam karşılığıdır.

Güçlü bir kitle hareketinin heyecanıyla yazıyor, öneriler geliştiriyoruz. Olması gereken bir durum. Ancak en az bu kadar serinkanlılıkla “19 Mart”ın simgelerine, sloganlarına, ilişki kurma biçimlerine, karar alma süreçlerine, farklılıklarını nasıl ele aldığına da ilgimizi yöneltebiliriz. Bu saydıklarımızı kimse planlamadı, doğallıkla çoğu da o anda geliştirildi. O nedenle çok kıymetliler. Özgürlükçü “Demokratik Öğrenci Hareketi”nin karakterini ve tarzını belirleyecek özelliklerdir. Tasarımların ilham kaynaklarıdır. 19 Mart öncesindeki analizlerimizin ve önerilerimizin sınanacağı mihenk taşıdır.

Üzerine konuştuğumuz konu önemlidir. Bir potansiyeli “harekete” dönüştürmek üzerine konuşuyoruz. Ele alınacak birçok yönü var. Tartışacağımız birçok kavram var. Bir öneri yapmadan etraflıca tartışmamız gerekli. Ancak “çoğulcu, çok renkli, özgürlükçü” olacağı, öğrenci gençliğin genç olmalarından kaynaklanan sorunlarını kapsadıkça daha geniş öğrenci kitlesi ile buluşabileceği ve ancak bu özellikleriyle toplumsal ve siyasal dönüşümün bir parçası olabileceği ve güçlü bir destek verebileceği öngörüsü başlangıç noktamız olabilir.

Son olarak Deniz Durdu’nun Gramschi’den aktardığı “yurttaş gençlik” kavramına dikkat çekmek isterim. “Demokratik Öğrenci Hareketi” özellikle hak ve özgürlüklerine sahip çıkan, her toplumsal ve siyasal harekete kendini ifade edebileceği özgürlükçü bir ortam öneren bir etkin yurttaşlık hareketidir. Ancak demokratik yurttaşlık bilinci ile her türlü şovenizme, otoriterliğe, yurttaşlar arasındaki ayrımcılığa karşı güçlü bir karşı duruş sağlanabilir.

Sosyalist hareket “gençliğin iyi dostları”dır. Onların hem bugününe hem geleceklerine karşı sorumluluk duyar. Her toplumsal hareket gibi ancak ilgili alanının taleplerini temsil eden güçlü bir kitle hareketinin diğer dönüştürücü hareketlerle ortaklaşmasının sonuç alacağını öngörür.

Demokratik işleyişe sahip, dayanışmacı, şovenizmin her türüne karşı donanımlı bir demokratik öğrenci hareketi eşitlik ve özgürlük mücadelesinin doğal müttefikidir.

Kısmet olursa konu üzerine yazmaya devam etmek isterim. Neden gençlik’i “öğrenci gençlik” olarak tanımladığımı; X, Y, Z kuşağı analizlerini; en önemlisi -oluşturacağımız ağırlıklı mutabakatımızı- bir hareket oluşturmak üzere önerirken kendimizi nasıl düzenleyeceğimizi, siyasal hareketin demokratik öğrenci hareketiyle ilişkilenme yöntemi üzerine yazmak ve tartışmak dileğiyle…

Ş. Can Atalay

Seçilmiş Hatay Milletvekili

Marmara (Silivri) Cezaevi, 9-A47

1 Nisan 2025