Los Angeles’ta Protestolar: Devlet Şiddetinin Eşikleri

Ata Leblebici16 Haziran 2025

Türkiye’de bayram tatiline denk gelen günlerde, dünyanın öteki ucunda, Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük kentlerinden biri olan Los Angeles’ta güçlü bir protesto dalgası yaşandı. ABD, 2020 yılında George Floyd’un polis tarafından öldürülmesinin ardından gerçekleşen protestolardan bu yana en etkili sivil itaatsizlik dönemlerinden birini deneyimliyor.

Protestolar nasıl başladı?

Donald Trump’ın yeniden başkanlığa gelmesinden bu yana hükümet, göçmen veya ‘göçmen gibi gözüken’ herkese karşı ciddi bir şiddet ve baskı uyguluyor. ABD’nin ‘göç polisi’ diyebileceğimiz ‘Göç ve Gümrük Muhafaza Birimi’ (U.S. Immigration and Customs Enforcement – ‘ICE’), ülkede bulunan her türlü yabancı uyruğa mensup insanı sorgulamadan ve herhangi bir adli sürece başvurmadan gözaltına almak veya tutuklamak üzere harekete geçirilmiş durumda. Devletin kendisine tanıdığı ‘hukuken meşru’ cebir ile yakalama ve alıkoyma yetkilerini açıkça suistimal eden ICE, son altı ay içinde birçok kişinin temel insan haklarını ihlal etti. Bunlar arasında, ABD’de yasal oturum ve çalışma izni bulunan Kilmar Armando Abrego Garcia’nın ‘kaçırılarak’ hiçbir yargı sürecine tabi tutulmadan El Salvador’a sınır dışı edilmesi ya da Tufts Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Rümeysa Öztürk’ün, gündüz gözüyle altı maskeli ve sivil giyimli ICE ajanı tarafından alıkonulması gibi vakalar yer alıyor.

Protestoların çıkış sebebini anlamak için kendimizi bu insanların yerine koymamız yeterli. Gün ortasında kendini maske ve güneş gözlüğü ile gizleyen, sivil giyimli kimliği belirsiz insanların, devletin onlara tanıdığı bir hak ile sizi sokak ortasında kaçırıp, bir arabaya atıp, nezarete tıkabildiğini hayal edin. Hatta yargılama dahi yapmaksızın sizi tutuklatıp, sınır ötesi bir hapishaneye atıp, Kilmar’a yaptıkları gibi durumunuzun bir ‘hata’ olarak üstünün çizildiğini, unutturulmaya çalışıldığını düşünün.

Bu yaşananlar birer ‘Amerikan Korku Hikayesi’nden ibaret değil. Öğrencilere yönelik artan gözaltı şiddetini 19 Mart’tan itibaren burada, yurtta da deneyimlemiş olduk. Sivil polisliğin ve faaliyetlerinin normalleşmesi, gözaltı sürelerindeki belirsizlik, avukata erişim haklarının kısıtlanması gibi uygulamalar maalesef bize tanıdık olgular.

Şiddetin iki yüzü

6 Haziran 2025 tarihinde işyeri baskınları ile 44 kişinin ICE tarafından gözaltına alınmasının ardından Los Angeles halkının gösterdiği tepkiye polisin verdiği karşılık orantısız biçimde sert oldu.

Hangi ülke olursa olsun iktidarın taktiklerinin aynı olduğunu görmek gerekiyor. Çoğunlukla barışçıl geçen protestolar arasından birkaç uç örneğin ana akım medyada abartılarak, polisten gelecek her türlü şiddeti meşrulaştırmak için kullanıldığı gözden kaçmamalı. Protestocular beş adet aracı ateşe vereceğinde dahi bunların sürücüsüz ve yolcusuz olmasına dikkat ederken, karşılarında özellikle savunmasız insanları atlarla ezmeye çalışan, coplarla dövmeye çalışan, gazetecilere bile isteye ateş açan, içinde sürücü bulunan araçları delik deşik eden bir polis gücü var. Kitlelerin insan hayatına gösterdiği özenin aksine, özellikle insana zarar vermeyi hedefleyen ‘devlet meşrutiyetine’ sahip bir silahlı kuvvetin söz konusu olduğunun altı çizilmeli.

Bu noktada önemli bir gerçeğin vurgulanması gerekmektedir: sistematik devlet şiddeti, sadece ‘parti siyasetiyle’ açıklanamaz. George Floyd’un öldürülmesinden sonra alevlenen sivil itaatsizlik dalgası, Joe Biden’ın başkanlığı boyunca da sürdü; zira siyahların ve diğer etnik grupların polis tarafından maruz kaldıkları şiddet devam etti. Biden döneminde her ay ICE’nin işlem yaptığı kişi sayısı Trump’ın başkanlığının iki döneminden de fazlaydı. Başta Columbia Üniversitesi öğrencileri olmak üzere İsrail’in Gazze’deki soykırımını protesto eden öğrencilere, kampüste polis müdahalesi uygulatan hükümet, yine Demokrat Parti hükümetiydi.

Geçtiğimiz haftasonu devlet şiddeti sadece yeni bir eşik atlamış oldu. 7 Haziran’da önce 300, ardından 2000 kişilik askeri milis gücü, ABD Başkanı Trump’ın onayıyla Los Angeles’a sevk edildi. 9 Haziran’da bu sayıya 2000 ek milis personel ve 700 deniz piyadesi eklendi. Devlet, kendi vatandaşlarına karşı sadece polis gücünü değil, askeri gücü de kullanmaya başlamış oldu.

Devletin ICE ve benzeri kurumlar üzerinden kurduğu baskı, sadece sosyopolitik alanla sınırlı bir uygulama değil, aynı zamanda son derece kârlı bir endüstrinin parçası. ABD’de hapishaneler ve göçmen gözaltı merkezlerinin önemli bir kısmı özel şirketler tarafından işletilmekte olup, bunlar ciddi ucuz işçilik ve kâr üretim merkezlerdir. GEO Group ve CoreCivic gibi cezaevi ve göçmen gözaltı merkezi işleten şirketler, tuttukları kişiler için devletten ödeme alır ve cezaevlerinde asgari ücretin altına mahkumları çalıştırabilir. Bu yapının sürdürülebilir olması için sürekli olarak ‘yeni’ bedenlere, yani gözaltına alınabilecek ‘yeni’ göçmenlere ihtiyaç vardır.

Direnişin kaynağı: örgütlü halk gücü

Eğer devletin bir kolluk kuvveti sizi sokaktan kaçırabiliyor, hukuka aykırı şekilde alıkoyabiliyorsa, kimin haklı olduğuna bakılmaz. Devlet, halka karşı orduyu göreve çağırıyorsa, demokrasi ortamı diye bir şeyden söz edilemez. Bunun bir ülkede yaşanıyor ve başka bir ülkede henüz yaşanmamış olması da, asla yaşanmayacağını göstermez.

Halka karşı uygulanan sistemik devlet şiddetinin karşısında durabilecek tek güç, örgütlü ve sürekli halk direnişidir. Rümeysa Öztürk’ün serbest bırakılmasını sağlayan şey, Türkiye Büyükelçiliği’nin yaptığı vasat açıklama değil, Boston halkının bir ay boyunca sürdürdüğü kararlı protestolar ve bu protestoların devlete aksettirdiği siyasal uyarıydı.

Bugün Movimiento Cosecha gibi sivil dayanışma ağları, devlet şiddetine maruz kalma tehditi altında yaşayan insanların sivil toplumdaki haklarını bilmeleri ve hukuki imkanlarını kullanmaları için hayati bir destek sağlıyor. Ancak hukuk sistemini keyfî biçimde çalıştıran dünya hükümetlerine karşı direniş, yine siyasi güç ile yürütülmeli. Halkın siyasi gücünü ifa edebileceği parti kanallarının varlığı bir şart olarak duruyor ve düzen partilerinin kemikleşmiş biçimdeki elitist yapıları, böylesi dışavurumların önünü tıkamayı sürdürüyor.

https://www.bbc.com/news/articles/cj93d3r0zz0o
https://www.npr.org/2025/06/09/nx-s1-5427215/what-to-know-los-angeles-protests-ice-trump
https://www.ice.gov/
https://apnews.com/article/ozturk-tufts-mahdawi-columbia-students-detained-034d97a7e280c68a7d1fb6aa879ce87c
https://www.bostonglobe.com/2025/03/26/metro/rumeysa-ozturk-tufts-ice-arrested/
https://www.tuftsdaily.com/article/2024/03/4ftk27sm6jkj
https://x.com/TC_VasingtonBE/status/1905045762792145037
https://apnews.com/article/migration-rubio-panama-colombia-venezuela-237f06b7d4bdd9ff1396baf9c45a2c0b
https://www.nbcnews.com/politics/trump-administration/president-el-salvador-wont-return-deported-man-kilmar-abrego-garcia-rcna201136
https://www.factcheck.org/2025/04/due-process-and-the-abrego-garcia-case/
https://abcnews.go.com/Politics/ice-admits-administrative-error-after-maryland-man-el/story?id=120359991
https://www.motherjones.com/politics/2025/03/private-prison-mass-deportation-trump-billions-geogroup-corecivic-ice/
https://www.reuters.com/world/us/trump-set-broaden-arrests-deportation-routes-expand-immigration-crackdown-2025-02-21/